12.01.2011

Düşünüyorum da, aslında hiçbir şey düşünemiyorum.


Hazır o evde yokken gidip eşyalarımı alıp, bu halden kurtulmalıyım. Kaçsam buralardan? Acımda benimle gelecek ne fark eder. Yok yok, fevri davranmamalıyım. Gidip suratının ortasına bir yumruk patlatsam rahatlar mıyım acaba? Yok yok, şiddete ne gerek var. Hem benim elim acırsa sonra, değer mi? Tamam o zaman telefonumu kapatayım. Ama ya bana söyleyecek önemli şeyleri varsa. Ne diyebilir ki sanki, -evet gittim ama sor bi neden gittim. -Neden gittin? -… Ne cevap almayı bekliyorum ki sanki. Ben sormadım mı daha önce. Silah zoruyla mı berabersin benimle be adam. Tek şey istedim senden, beni aldatma dedim. Ne bok yemeye gidiyorsun yine bana yalan söyleyip. Sarhoştu ama… İçmeseydi o zaman o kadar. İnsan ne yapacağını bilmeyeceği kadar içmemeli, bunu hep kendi babamda görmedim mi zaten. Ama sen alkole ve kadınlara hayır diyemiyorsun ki. İyi de kadın sana gelmedi ki, sen kadına gittin. Niye benimle değil de o kadınla olmak istedin ki sanki? Hala yalan söylüyorsun bak… Yapmasana bana bunu. Sordum sana. Hayatımı neden bu kadar taciz ediyorsunuz siz ikiniz. Birlikte olmaksa amacınız, olun, ben çekileyim demedim mi size binlerce kez? E sen bana, ben sadece seni istiyorum demedin mi? Bu nasıl bir sadece? Ben sadece’nin anlamını bilmiyorum sanırım. Sadece demek, bir tek anlamında değil mi orada? Peh, bir de çoluk çocuğa türkçe dersi veriyorum. Daha kelimelerin anlamını bile bilmiyorum. Ne yapmalıyım peki şimdi? Gidip eşyalarımı mı almalıyım? Yok yok, acele etmiyim. Telefonumu açsam mı? İyi ama bu sefer de ya hiç aramazsa, ben bir şeyler yapmasını beklerken öylece durursa? Yok yok, açmamalıyım. Peki ben ne yapmalıyım? (…)

(Aslında başka bir blogta yayınlamıştım bu yazımı, ama fark ettim uzun zamandır unuttuğum bu duvara yakışır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder