14.07.2010

Merak


Her şey okuyarak öğrenilmez, bazen yaşayarak, bazen konuşarak, ya da ne bileyim bir alternatifin vardır illa ki. Yaşayarak görmek en etkili yoldur genelde. Aklımıza kazınır; ya tekrar tekrar yaşamak için devam ederiz, ya da asla yaşamamak için önlem alırız mesela.

Konuşarak öğrenmek, yaşayarak öğrenmek kadar etkili değildir ama bir şeyler hakkında konuşmak güzeldir elbet. Bazen merak giderir, bazen merak uyandırır, bazen de hiçbir işe yaramaz...

Merak iyidir, zaten hissetmemi sağlayan şey de bu merak huyum. Merak ettiğimde sinirleniyorum, merak ettiğimde heyecanlanıyorum, merak ettiğimde seviniyorum, bağırıyorum, ağlıyorum, gülüyorum...

Ama merak ederken karşımdakine zarar vermiyorum, merak ederken onu kırmaya çalışmıyorum, merak ettiğim için bağırdığım da bile onu kırmadığımı karşımdakine hissettirebiliyorum.

Ama ben bugün kırılıyorsam, ben bugün her söze alınıyorsam, ben bugün sorular arasında onlara cevap verebilmek yerine kendi kafamda daha büyük soru işaretleri yaratıyorsam, en kötüsü de her kırıldığımda başka şeyleri düşünmeye başlıyorsam ters giden bir şeyler var demektir. Bu merak durumu basit bir duruş olmaktan çıkmış, bir takıntı halini almış demektir.

Ve bir takıntı, kişinin kendi hayatıyla ilgili değil de başkalarını içeren bir takıntıysa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder