
Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. Dakikalar önce, film izlerken o kadar mutluydum ki, yüzümde saçma bir gülümseme, aklımda hiç olmayacak hayaller..
Puff..
Kayboldu gitti hepsi bir anda.. Film bitti ve içeriden sanki filmin bitmesi beklenmiş gibi bağırışlar yükselmeye başladı. Küfürler, yalanlar, hakaret üstüne hakaret..
Anlamıyorum bazı insanları, özellikle de babamı...
Nasıl bu kadar bencil olabiliyorlar? Hadi bencillik karakter meselesi desek, karşılarındakini devamlı aptal yerine koyuyorlar. Sanırım benim en tahammül edemediğim şey aptal yerine konmak. Sebebi de çok açık, çocukluğumdan beri, sanki anlamazmışım, onlardan çok küçük beyinliymişim gibi hep yalan söyleyerek idare edildi birtakım konular. Çalmayan telefon çalıyormuş gibi yapılır, yalan söyleyen düpedüz ortadayken ya da haksız olan, üste çıkmak için devamlı bağırılır.. Sanki insanın sesi yükselince haklılık payı da artıyormuş gibi.. Yüzüne gülüp gülüp ardından köpek diye bağırılır, yalakalık yapıp yapıp yalakalık yapana edilmedik hakaret bırakılmaz..
En büyük korkum benzer bir insan olmaktı küçüklüğümden beri. Annem her kavgada babana benzedin derdi, ben hüngür hüngür ağlayarak odama kapanırdım. Benim için en ağır sözdü ergenlik dönemimde. Şimdi dönüp bakıyorum, benziyorum. Belki her an değil ama zaman zaman benziyorum. Önlemeye çalışıyordum, değişmeye çalışıyordum.. Artık biliyorum istersem kendime hakim olabiliyorum. Bunu kullanıyorum, bu kılığa kendi isteğimle giriyorum; çünkü bazı insanların bunu hak ettiğini düşünüyorum. Belki bu da küstahca ama böyle düşünüyorum.
Şimdi bana her sesini yükselttiğinde onun gibi oluyorum, bana nefretle baktığında gülüyorum, çünkü bilmeden kendinden nefret etmesi hoşuma gidiyor. Sanki tüm haklılığımı ortaya döküyor..
Bana değil de bir başkasına sesini yükseltip yalan söylediğindeyse, oracıkta içimden haykırıyorum, çığlıklar atıp derin bir nefes alıyorum. Ve en önemlisi kendimi kontrol ediyorum artık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder